S
5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesinin 76.yıldönümü
5 Aralık Türk kadınına Seçme ve Seçilme hakkının verilmesinin 76.yıldönümü.
Dünyanın önde gelen ülkeleri henüz kadın insan hakları fikrine alışmaya çalışırken, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 5 Aralık 1934 tarihinde Türk Kadını Seçme ve Seçilme Haklarını kazanmıştır. Böylece Türk kadını hem siyasette hem sosyal hayatta erkeklerle eşit haklara kavuşmuştur. Bizler 1985 yılında Birleşmiş Milletler, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesine (CEDAW) imza koymuş bir devletin kadınlarıyız.
Türkiye cumhuriyetinin odak noktasında yer alan kadınlarımız, üstlendikleri misyonu yaşatma görevini hiçbir fedakarlıktan çekinmeden yerine getirmiş, modern ve çağdaş Türkiye’nin oluşmasında söz sahibi olmuşlardır. Bu sayede bugün ülkemizde çalışma hayatının hemen her alanında Türk Kadını’nı görmek mümkündür. Kadınlarımızın ekonomik ve sosyal hayatta tepe noktalara gelmesi gurur vericidir. Ancak, Türkiye’de ve dünyadaki toplumsal değişim sürecinde, kadının layık olduğu konuma ulaşması için gerekli bilgi ve becerileri, tüm kadınlar aynı derecede elde edememişlerdir.
Ülkemizde kadınla ilgi istatistiklere göre;
5 Aralık 1934 tarihinde, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınmasından sonra 1935 yılında yapılan genel seçimde 18 kadın milletvekili seçilmiş ve Türkiye “siyasette kadın oranıyla” Dünya ikincisi olmuştur.
1935’de İsveç Meclis’inde kadın milletvekili oranı % 5 iken, 2010’da % 47’ye yükselmiştir. Türkiye’de ise, 1935’de TBMM’de %4.6 olan kadın milletvekili oranı, 2010’da yüzde ona bile ulaşamamıştır (%9.1). BuDOĞRU BAŞLANGIÇ SÜRDÜRÜLMEMİŞTİR .
Dünya Ekonomik Forumu 2010 Raporuna göre ise, Türkiye kadın erkek eşitliğinde çok üzücüdür, en alt sıralarda, 134 ülke arasında 126'ncı olarak yer almaktadır.
Kadınların meclislerde eşit temsilinin sağlanması, gerçek demokrasinin yaşama geçirilmesi için öncelikle 2010 Anayasa değişikliğine uyum sağlamak üzere Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanununda ve Parti Tüzüklerinde “her kademede, organlarda, delegelikte ve meclislerde kadın ve erkeklerin eşit sayıda yer almasını sağlayacak” değişiklik önerileri dikkate alınmalıdır.
Uluslararası alanda bir ülkenin en büyük demokratik göstergelerden biri; kadınlara tanınan haklardır. Bir ülkenin daha bilinçli bir toplum oluşturabilmesi için, kadınların yönetim kadrolarında ve karar alma mekanizmalarında yer almaları zorunludur. % 50 sinin kadın % 50 sinin erkek olduğu bir toplumda kadınların siyasetteki payının % 9 larda olması çok düşündürücüdür. Kadınların siyasete katılımını artırmak için ülkede özel düzenlemeler hayata geçirilmelidir. `Pozitif ayrımcılık` veya `kota` veya ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın, gerekli düzenlemelerin amacı, siyasal karar organlarında yer alan kadın sayısının, kritik eşik kabul edilen en az yüzde 30- 40 oranlarına ulaşmasını garantileyebilmektir.
5 Aralık’ı kutlamanın yanı sıra, ülkemizdeki durumu sorgulayıp çözümler üretmek yönünde çalışmalar yapılması büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda Türk kadınının her alanda güçlenmesi ve etkin rol oynaması için çalışmalarımıza yılmadan devam edeceğiz.